Galeri Nev İstanbul

Makinedeki Hayalet / Esra Özdoğan

Beyoğlu

Makinedeki Hayalet #5, 2023 - 2024 / Makinedeki Hayalet / Esra ÖzdoğanMakinedeki Hayalet #5, 2023 - 2024

Esra Özdoğan’ın resim ve edebiyat mecralarına analojik cevaplar olarak kurguladığı fotoğraf çalışmalarının devamı niteliğindeki Makinedeki Hayalet serisi edebiyat tarihinde, özellikle de 18. ve 19. yüzyıl İngiliz Gotik edebiyatında ölümün bilinmezliği, dünya işleri, matem süreci ve zamanın geçişi gibi meseleleri ele alan “hayalet” temasına odaklanıyor.

Seriyi oluşturan fotoğraflar, hayaletlerin yer yer huzursuz edici, zaman zaman da yol gösterici çelişkili faaliyetlerinden esinlenerek bu kavramın insan yaşamında ve zihninde büründüğü farklı veçheleri araştırıyor. Serginin küratörlüğünü Çağla Özbek üstleniyor.

Galeri Siyah Beyaz

Uyuyan Venüs / Seval Şener

Çankaya

Manet'nin Ardından Kırda Öğle Yemeği, 2023 / Uyuyan Venüs / Seval ŞenerManet'nin Ardından Kırda Öğle Yemeği, 2023

 Nü konusunu ilk günah ve cennetten kovulma ile ilişkilendirerek ele alan sanatçı, sanat tarihi ve mitolojiyi merkeze aldığı işlerini izleyiciyle buluşturuyor. Sanatçının biçim dili ve üslup dönüştürmeleriyle alternatif bir yaklaşım sunan sergi, mitolojik bir figür olan Venüs'le birlikte Adem ve Havva’yı da odağında tutuyor.

Sergi, sanat tarihi boyunca bir tanrıça, uyuyan çıplak bir kadın veya bir fahişe olarak tasvir edilen Venüs’ün halleri ni gözler önüne sererken, Havva ve Adem aracılığıyla sanatsal ifadesini nü’de bulan çıplaklığın, mitolojik ve ikonografik kökenlerini araştırıyor. 

Batı sanatına özgü bir tür olan nü ile Doğu sanatına özgü bir biçim olan minyatür arasındaki karşıtlık üzerinden kurulan sergi, kutsal/göksel olan ile müstehcen/dünyevi olanın zıtlığına vurgu yapıyor.

Şener, mekân ve derinlik etkisini yok ederek minyatür dilinde kurguladığı Boticelli’den Giorgini’ye, Titian’dan Velazquez’e, Manet’den Inger’a, Rubens’ten Brugel’e kadar uzanan ikonik nü resimlerini, figürinler ve rölyefleriyle bir arada sergiliyor. 

 

 

Merdiven Art Space

Taş Kafa - Zaman Yolcusu / Raziye Kubat

Beyoğlu

Raziye Kubat / Taş Kafa - Zaman Yolcusu / Raziye KubatRaziye Kubat

Oyulmuş, dokunulmuş ya da az müdahale edilmiş taşlar, kâğıt işler, tuvaller, kumlar, buluntu nesneler, video ve metinler serginin çok katmanlı yapısını oluşturuyor. İklimi ve coğrafyasıyla sanatçının doğduğu topraklardan evrilen sergi, aynı zamanda onun bağımsız sanatçılık serüvenindeki dönüşüm noktası olarak konumlanıyor. Serginin küratörlüğünü M. Wenda Koyuncu üstleniyor.

 

 

 

 

BüroSarıgedik

Su Gibi / Leyla Pekmen

Beyoğlu

Güneşin Dokunuşu, 2024 / Su Gibi / Leyla PekmenGüneşin Dokunuşu, 2024

Sanatçının resim ve heykellerini bir araya getiren sergi, doğaya ve suya bir övgü ve teşekkür. 

Serginin merkezinde hem fiziksel hem de duygusal bir tema olarak sanatçının işlerine ilham veren suyun değişken doğası var. Su, giderek manzaranın içinde bir duyguya dönüşürken cesur renk blokları ve zengin dokular sanatçının anlatısını güçlendiriyor.

Dirimart Dolapdere

Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı / Sarkis

Beyoğlu

Gökkuşağı Renkleriyle Yağmur (Çocukların Çağrısı) Atölyesi / Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı / SarkisGökkuşağı Renkleriyle Yağmur (Çocukların Çağrısı) Atölyesi

Sanatçının Venedik ve Mardin bienallerinde gerçekleştirdiği çocuk atölyelerinden ilhamla hayata geçirilen sergide, İstanbul’un Dolapdere semtindeki çocukların bireysel ve kolektif üretimlerinden oluşan eserler yer alıyor.

Yağmurun evrensel deneyimi gibi, çocuk atölyeleri de galerinin bulunduğu bölge ve çevresindeki komşu dernekler ve okullarla hazırlanan sergide, renkli yağmur betimlemelerini andıran 49 ayna yer alıyor. Cam yüzeylere parmak dokunuşlarıyla oluşturulan renk katmanları, izleyiciyi dokunmanın anlamı ve kolektif üretimin gücü üzerine sorgulatıyor.

 

 

The Pill

Skinscapes / Nefeli Papadimouli

Fatih

Dream Coat, 2024 / Skinscapes / Nefeli PapadimouliDream Coat, 2024

Bedenler ve onları çevreleyen ortam arasındaki ayrışma ve bireyselleşme kavramlarına antitez oluşturan “skinscape” terimi, sanatçının bir dizi giyilebilir, ilişkisel heykele verdiği isim. Sergide yer alan bu mimari kostümler, aynı anda kolektif hareket için yönlendirici, gizli renk patlamalarını gizleyen soyut monokromatik resimler ve bedenleri bir araya getirmek ve sınırları müzakere etmek için mimari arayüzler olarak yorumlanabilir.

Papadimouli’nin aynı heykellerin oyuncular ve izleyicilerle işbirliği içinde gerçekleştirdiği aktivasyonlarının izlerini ve etütlerini taşıyan bir dizi polaroid baskı ve grafk notasyon, galeri mekânında ritmik bir yayılımla bu merkezi parçalara eşlik ediyor.

 

Dirimart Pera

Başkalarıyla Sohbet / Jan Zöller

Pera

Aufenthalt (am Morgen), 2024 / Başkalarıyla Sohbet / Jan ZöllerAufenthalt (am Morgen), 2024

Soyutlama ile figürasyonu harmanlayan, çok yönlü ve alışılmışın dışındaki resim pratiğiyle tanınan Jan Zöller’in İstanbul’daki bu ilk kişisel sergisinin küratörlüğünü Martin Engler üstleniyor.

Sergide öne çıkan kuş benzeri figürler, pantolon, ayakkabı ve çarpıcı gagalarıyla insansı varlıklar olarak tasvir edilirken birbirleri arasındaki kaotik çok seslilikleri ve anlatıları renkle form katmanları içinde harmanlama özellikleriyle izleyicileri görsel bir diyaloğa çekiyor. Sergi mekânına yerleştirilen sanatçının kendi tasarımı tekerlekli koltuklar ise izleyicileri sanatçının imge dünyasında fiziksel ve zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor.

 

 

 

 

 

 

Martch Art Project

Shady Backstage / Ekaterina Gerasimenko

Beyoğlu

In the Garden,  / Shady Backstage / Ekaterina GerasimenkoIn the Garden,

 Farklı disiplinlerde çalışan sanatçı, Martch Art Project Pera'daki sergisinde izleyiciyi bellek ve mekân etrafında kurgulanmış büyülü ve bir o kadar da tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor.

Otoparklar, göletler, karanlık sokaklar ve terk edilmiş bahçeler gibi ıssız mekânları yeniden tasarlayan sanatçı langırt masaları, oyuncaklar, bahçe heykelleri ve yırtık posterler gibi nesnelerle bu alanlara müdahale ederek hem bellekte saklanan anıları hem de bu anıların taşıdığı imgeleri dönüştürüyor. Böylece gerçekliğin ve fantazinin sınırlarının belirsizleştiği, birinin nerede sona erip diğerinin nerede başladığının anlaşılamadığı yanılsamalı bir sözde gerçeklik sunuyor.

Öktem Aykut

Nehir Yatakları / Francesco Albano

Beyoğlu

El Monumental, Who Cleaned the Basement for Mr Antonio Vespucio Liberti?, 2022 - 2024 / Nehir Yatakları / Francesco AlbanoEl Monumental, Who Cleaned the Basement for Mr Antonio Vespucio Liberti?, 2022 - 2024

İnsan bedenindeki yıpranmalar ve zihnimizdeki dönüşümler arasındaki ilişkiyi ele alan sanatçı, heykel pratiğini bu ilişkiyi hem gündelik hem de metafizik veçheleriyle tartışan bir araştırma alanı olarak değerlendiriyor.

Ufak yaştan beri futbola, futbolun erkekler arası bir rekabet alanı olduğu kadar bir toplumsal muhalefet olarak taşıdığı ağırlığa da ilgi duyan sanatçı, bu sergisinde futboldan da yola çıkarak mücadele ve varlık üzerine çok kişisel bir döküm sergiliyor. 

Istanbul Concept Gallery

İlkel Diyaloglar / Maria Roza

Beyoğlu

Raylardaki Kırmızı ve Turkuaz, 2024 / İlkel Diyaloglar / Maria RozaRaylardaki Kırmızı ve Turkuaz, 2024

İnsanın doğa ve hayvanlarla kurduğu etkileşimleri, bilinçdışı unsurları da göz önünde bulundurarak araştıran sergisinde sanatçı, farklı varoluş düzlemleri arasındaki sembolik geçişleri keşfetmeye odaklanarak izleyiciyi düşünsel ve içsel bir yolculuğa davet ediyor.

Resimlerinde doğanın huzur verici yönüyle kaotik ve ilkel yanlarını birlikte yansıtan sanatçının, seçtiği imgelerin birbiriyle örtüşen ve birbirine eklemlenen dinamikleri, hibrit formlar aracılığıyla sembolik bir dile dönüşüyor.

 

.artSümer

Hepimiz Biliyoruz / Civan Özkanoğlu

Beyoğlu

Behind Closed Doors, 2012 / Hepimiz Biliyoruz / Civan ÖzkanoğluBehind Closed Doors, 2012

Toplumsal olarak ilişkiselliği yokmuş gibi görünen ya da öğrenilen konulara yeniden bakarak nelerin tekerrür ettiğini keşfetmeye çalışan sergi kolektif, kültürel ve siyasi hafızamızı oluşturan etmenleri, bildiğimiz ve bilmediğimiz şeylerin kesişiminden hareketle bugün üzerinden yeniden düşünmeye davet ediyor.

Adını sanatçının 2016 tarihli aynı adlı işinden ödünç alan sergide bir araya gelen video, fotoğraf ve enstalasyonlar, sergiye özgü yaratılan mekân içinde bir mekânda sergileniyor. Serginin küratörlüğünü Sevim Sancaktar üstleniyor.

 

 

 

 

Anna Laudel Gallery

All The Good Memories Are Stored / Ramazan Can & Cem Sonel

Beyoğlu

Ramazan Can, I  Have Wandered The Mountains With The Nomads For Forty Years, 2024 / All The Good Memories Are Stored / Ramazan Can & Cem SonelRamazan Can, I Have Wandered The Mountains With The Nomads For Forty Years, 2024

 

Sanatçıların geçmiş üretimlerinin devamlılığı niteliğindeki sergi, modern dünyanın işleyişi içinde zaman ve bellek kavramlarını sorguluyor.

Dijital tabanlı led ve dokuma halıların birleşimiyle geleneksel motiflere çağdaş bir yaklaşım getiren sergi, sanatçıların bireysel hafızalarından yola çıkarak kolektif bir belleğe uzanmayı amaçlıyor.

Kullandıkları medyumlar gereği farklı dillerde işler üretseler de sergideki eserler sanatçıların aynı kolektif bellekten beslendiklerini gösteriyor.

 

 

 

 

 

 

Galerist

Küçük Kara Işık / Burcu Yağcıoğlu

Beyoğlu

Burcu Yağcıoğlu, Atalet 1 / Küçük Kara Işık / Burcu YağcıoğluBurcu Yağcıoğlu, Atalet 1

İsmini Ursula Le Guin’in Tao Te Ching çevirisindeki bir bölümden alan sergi, hiç durmadan ilerleme arzusunun gezegenimizi tükenişe götürdüğü bir dünyada durmayı, rehaveti ve ataleti radikal varoluş biçimleri olarak ele alıyor. Hareketin ve durmanın bilimi olan termodinami, serginin üzerine temellendiği zemini oluşturuyor.

Günümüzün ilerlemeci ve gelişim odaklı gelecek tahayyüllerine karşı, durmayı ve yapmamayı yapmayı önererek ataletin kökenlerine uzanan sergide sanatçının kolaj, desen, porselen ve mekâna özgü yerleştirme gibi çeşitli teknik ve malzemeleri bir araya getirdiği eserleri yer alıyor.

 

 

 

 

Istanbul Concept Studio

Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün

Beyoğlu

Ayşenur Köksal, Artık Özgürüm, 2024 / Kıyamet Sonrası Olağan Bir GünAyşenur Köksal, Artık Özgürüm, 2024

Sergi, Monday Art Collective adı altında 2019 yılında bir araya gelen Ayşenur Köksal, Işıl Güleçyüz ve Joel Menemşe'nin Murat Gülsoy’un sergiye ismini de veren “Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün” kitabından ilhamla ürettikleri çalışmaları kapsıyor.

Kitabı okuyucuyla buluşmadan önce okuyan ve yazarla iletişimde oldukları bir süreç sonucunda bir dizi görsel çalışmayla yorumlayan ekibin sergisinin küratörlüğünü Işık Gençoğlu üstleniyor.

 

Decollage Art Space

Zamanlar Arası

Kadıköy

Leopold Levy, 1922 / Zamanlar ArasıLeopold Levy, 1922

 

Doğa, insan, soyut ve soyutlama gibi kavramlar üzerine odaklanan sergi, dönemler arası sanat üretimine ve bu üretimlerin etkileşimlerine bakma fırsatı sunuyor.

Zamanın katmanlarına dokunan sergide Abidin Dino’dan Devrim Erbil’e, Nejad Melih Devrim’den Selim Turan’a 1882 ve 1955 yılları arasında doğan 22 sanatçının eseri yer alıyor. Serginin küratörlüğünü Serap Atala üstleniyor.

 

 

 

Ferda Art Platform

Daire / İnci Furni

Şişli

 / Daire / İnci Furni

“Daire” sözcüğünün iki anlamını da kucaklayan sergi, sanatçının pratiğinde hem yaklaşım hem metot olarak kullandığı iki izleğe de selam veriyor: Mekâna özgülük ve oyun. Sergide Ralli Apartmanı'nın hem cephesinde hem içinde barındırdığı süsleme pratiklerindeki gibi bir çeşit doğayı ehlileştirme de olan floral çizgisel düzenleri tuval yüzeyine taşıyan sanatçı, aynı zamanda galerinin bulunduğu apartman dairesinin Fahrelnissa Zeid’in 1945 yılında kendi dairesinde düzenlediği ilk kişisel sergisinin de bir üst katında olduğunu aklında tutuyor.

Tavana yerleştirilmiş tuvaller Zeid’in kariyerinin daha ortalarında odaklandığı gibi perspektifsiz bir derinliğe, renge ve yüzey gerilimlerine odaklanıyor. “Daire” aynı zamanda Furni’nin Arter’deki kişisel sergisi “Bir An İçin Durdu”dan itibaren iyice görünür hale gelen oyun kavramıyla da birebir ilgili. Basit geometrik şekillerin ve boyasız ahşabın oyuncağa yakınlığı burada o sergiden devşirdiği daire şeklindeki platform-kaide ile bu mekânda seyirciyi karşılıyor.

 

Evin

Onírico / Emin Turan

Bebek

İsimsiz, 2024 / Onírico / Emin Turanİsimsiz, 2024

Adını Portekizcede düşsel anlamına gelen, düşlerin sembolik ve zamanın ötesinde akan doğasını tanımlamak için kullanılan onírico kavramından alan sergi, zihnin yarattığı sahneler üzerine kavramsal tartışmalar sunuyor.

Sanatçının son yıllarda sıklıkla yaptığı Portekiz yolculuklarında yaşadığı düş ile uyanıklık arasındaki geçişlerin, gündüz düşlerinin bir yansıması olan yapıtlarda son derece tanıdık nesneler ve semboller bir anda yabancılaşarak izleyiciyi hayal, düş ve dışsal gerçekliği yeniden düşünmeye davet ediyor.

 

Art On

Real Estate / Erdal İnci

Piyalepaşa

Chora Church aka. Chora Mosque / Real Estate / Erdal İnciChora Church aka. Chora Mosque

Sanatçının kent imgesi, taşınmazlar ve mimari cephelere dair algıya özgün bir bakış açısı önerdiği son dönem eserlerine yer veren sergi, İstanbul’un Galata, Cihangir ve Moda semtlerini kuşbakışı tasvir eden harita benzeri dört büyük ölçekli baskıyı içeriyor. Manipüle edilmiş detaylarıyla bu şehir manzaraları, kaotik kent dokusuna sürreal bir yorum getiriyor. Sergide yer alan “Facade” serisi ise İstanbul, New York ve Paris’te çekilmiş 40 farklı bina fotoğrafından oluşuyor. İnci, bu yapıların kapı veya pencere gibi açıklıklarını vurgulayarak binaların bir nevi saklı karakterini açığa çıkarıyor ve mimari cephelerin yüzeyde kalan yapay doğasına dair ipuçları veriyor.

Sanatorium

Aralıktan Seksek / Irmak Canevi

Beyoğlu

Gökkuşağı Ejderhası (detay), 2024 / Aralıktan Seksek / Irmak CaneviGökkuşağı Ejderhası (detay), 2024

İzin kavramını mekâna yaptığı müdahale ve malzemeyle metot kullanımını genişleterek ürettiği yeni çalışmalar üzerinden inceleyen sanatçı, serginin başlığında galerinin ön cephesinde, vitrinde bulunan duvara açtığı deliğe referansla dışarıdan içeriye bakmamızın artık mümkün olduğunu hatırlatıyor.

Bu sergisinde ağırlıklı olarak heykellere yer veren sanatçı, değişik malzemeleri  birbirine bağlayarak yaptığı form çalışmalarıyla üretimini çeşitlendiriyor. İzin kavramını farklı yönleriyle ele alan bu çalışmalar, hem kişisel olarak verilen izinler hem de toplumsal anlamda başkasının onayını beklemeden sanatçının kendisine queer varoluş anlamında verdiği ‘izni’ somutlaştırıyor. 

 

 

 

 

 

 

 

Pilot Galeri

Akış / Tufan Baltalar

Sıraselviler

İsimsiz, 2024 / Akış / Tufan Baltalarİsimsiz, 2024

Genel akışın hengâmesi içinde kaybolabilen bireysel yaşamları keşfetmeye odaklanan sergide sanatçının organik kusurlar, tekrarlayan teknikler ve geleneksel formlara göndermeler içeren imgeleri bir araya getirdiği seramik çalışmaları yer alıyor. Bu eserler, Baltalar’ın doğa-insan ilişkisini şiirsel bir dille ifade etme çabasının bir sonucu olarak rüzgar, su, bulutlar ve yürüyüş gibi kavramlarla karmaşık bir sistem oluşturuyor. Minyatür bulutlar, hassas yaprak dokuları ve rüzgarla dağılmış çimenler, sanatçının gündelik yaşamından etkilenerek ürettiği yeni eserlerinin temelinde yer alıyor.

Salt Galata

Sosyalizme Tercüme

Karaköy

Birlik, Üsküp, 27 Aralık 1964 / Sosyalizme TercümeBirlik, Üsküp, 27 Aralık 1964

 

Kosova ve Makedonya odağında Yugoslavya’da Türkçe konuşan topluluğun az bilinen tarihini ele alan sergi, çok uluslu bir toplumsal bağlamda sosyalist ideolojinin, Yugoslavya’da Türk kimliğinin inşasına ve dönüşümüne etkisini irdeliyor.

Serginin tarihsel kapsamı, Yugoslavya Krallığı’ndaki ezilen Müslüman halktan bir kesimin kurtuluşu sol fikirlerde aradığı 1920 yılından başlıyor. Krallık rejiminin baskısıyla kesintiye uğratılan sosyalist bir gelecek tasavvurunun önünü açan yeni nesil aktivistlerin hikâyesinin izini sürerek önce Sosyalist Yugoslavya’nın yeni gerçekliğine açılıyor; oradan da 1980’lerin sonuna uzanıyor.

Sergide özel arşivler ve halk kütüphanelerinde bulunan tarihî belgelerle Mustafa Emin Büyükcoşkun, Yane Calovski, Hana Miletić, Ahmet Öğüt, Fevzi Tüfekçi ve Dilek Winchester’ın üretimlerini yan yana getiriyor.

Loft Art

İçimdeki Şarkılar / Nazan Azeri

Beşiktaş

Nazan Azeri, Unutulmuş Zaman ve Şimdi, 2023 / İçimdeki Şarkılar / Nazan AzeriNazan Azeri, Unutulmuş Zaman ve Şimdi, 2023

 

Nazan Azeri’nin resim, fotoğraf ve video gibi farklı türlerden çalışmalarını bir araya getiren sergisi, 30 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir şekilde, bağımsız olarak üreten sanatçının pratiğinin merkezinde konumlanan içsel ve dışsal çatışmalara, kişisel ve toplumsal hafızanın metaforlara dönüşme sürecine yer veriyor. 

Küratörlüğünü Nergis Abıyeva’nın üstlendiği sergide, konu bütünlüğü ve renk ikonografisi gibi açılardan yakınlıklar ele alınırken, aynı zamanda Azeri’nin akademik çalışmalarıyla sanat pratiği arasındaki güçlü bağlara dikkat çekiliyor.

Sergi, üretimlerini asamblaj, kurgusal fotoğraf, video sanatı ve resim ekseninde sürdüren sanatçının 2021 yazında Ayvalık’ta başladığı ve çeşitli biçimlerde devam ettirdiği Unutulmuş Zaman ve Şimdi serisiyle daha önceki yapıtları arasındaki ilişkileri görünür kılıyor.

Bozlu Art Project

İçinde Bir Bağ

Şişli

Burhan Uygur, İsimsiz, 1990 / İçinde Bir BağBurhan Uygur, İsimsiz, 1990

Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu’ndan yola çıkarak İbrahim Cansızoğlu küratörlüğünde hazırlanan sergi, Türkiye sanat tarihinde kendine özgü tarzlarıyla öne çıkan, geliştirdikleri estetik anlayışla akımların ve kategorilerin sınırlarını aşındıran sanatçıların eserlerinden oluşan bir seçki sunuyor. Yansıma ve yansıtma mekanizmaları hem fiziksel hem de psikolojik metaforlar olarak sergideki eserleri birbirine bağlayan temel aksları teşkil ediyor. Sanatçıların kendi imgelerini kâğıda veya ahşaba yansıtarak kurguladıkları otoportreler, insana has özellikleri primatlar dışında en çok yansıttığına inanılan türlerden biri olan evcil kediler, insan ve hayvan bedenlerini oluşturan uzuvları akışkan biçimlerde yeniden organize eden kompozisyonlar serginin takip ettiği izlekler arasında yer alıyor. 

Yunt

2,5B

Sultanbeyli

Gizem Çeşmeci, Çoğunluk, 2022 / 2,5BGizem Çeşmeci, Çoğunluk, 2022

İki boyut ile üç boyutun ara noktasındaki bir temsil yöntemi olan iki buçuk boyut evrenini keşfetmeye davet eden sergi, iki buçuk boyutun ayırt edici özelliği olan derinlik yanılsamasını merkeze alıyor.

Murat Germen’in sanat pratiğinde mekânı algılarken başvurduğu çoklu “görme / aktarma biçimleri”, sergide küratör olarak ortaya koyduğu kurguda açığa çıkıyor. Sergiye yön veren kurgu, Germen’in fotoğraflarında karşılaşılan ve “diğer boyutları bakanın algısında inşa etmeye yönlendiren”* yaklaşımdan hareket ediyor. Sergide Tanzer Arığ, Gökçen Ataman Tanyer, Nora Byrne, Gizem Çeşmeci, Nermin Er ve Semih Zeki’nin işleri yer alıyor.

 

 

Zilberman Istanbul / Zilberman Selected / Zilberman Dialogues

Yükselen sular, yayılan ışıklar

Piyalepaşa, Beyoğlu

Hale Tenger, World Cracker, 1992 / Yükselen sular, yayılan ışıklarHale Tenger, World Cracker, 1992

Galerinin üç mekânına yayılan sergi, yaşadığımız gezegenin değişen doğasıyla olan karmaşık ilişkimiz; geçmiş, şimdi ve gelecek; gerçeklik ve hayal gücü üzerine muhtelif perspektifleri bir araya getiriyor.

Küratörlüğünü Gizem Demirçelik ile Nazlı Yayla’nın üstlendiği sergide Nezir Akkul, Omar Barquet, Sena Başöz, Itamar Gov, Larry Muñoz, İz Öztat, Yaşam Şaşmazer, Hale Tenger ve Eşref Yıldırım’ın işleri yer alıyor.

 

Arter

Islak Zemin / Yasemin Özcan

Beyoğlu

Yasemin Özcan, Islak Zemin / Islak Zemin / Yasemin ÖzcanYasemin Özcan, Islak Zemin

 Pratiğinde seramik, fotoğraf, metin, video, ses ve performans gibi farklı mecra ve malzemelere yer veren Yasemin Özcan’ın daha erken tarihli yapıtlarıyla bu sergi için ürettiği yeni eserlerini bir araya getiren sergi insanın toprakla, hatırlamanın dille, otobiyografinin kurguyla ilişkisi üzerinden nesiller arası aktarım, göç ve kimlik inşası gibi konulara odaklanıyor. Sergiye, serginin küratörü Eda Berkmen’in sanatçıyla gerçekleştirdiği kapsamlı söyleşinin yanı sıra Kaya Genç, Evrim Kaya ve Işın Önol’un metinlerine yer veren bir de kitap eşlik ediyor.

Pera Müzesi

Vera Molnár’ın İzinde

Beyoğlu

Mark Wilson, Molnár /  Vera Molnár’ın İzindeMark Wilson, Molnár

 

 

Algoritma ve bilgisayar sanatının en büyük isimlerinden Vera Molnár’a saygı duruşu niteliğindeki sergide, aralarında Antoine Schmitt, Refik Anadol, Erwin Steller, Mark Wilson ve Casey Reas’ın bulunduğu sanatçıların,Molnár’ın çalışma yöntemlerini kullanarak veya görsel dünyasına atıfta bulunarak video ve artırılmış gerçeklik gibi modern medya araçlarıyla ürettikleri eserler, Vera Molnár’ın eserleriyle birlikte yer alıyor.

 

Arter

Karaya Çıkmak Yasaktır / Maaria Wirkkala

Beyoğlu

Maaria Wirkkala, Karaya Çıkmak Yasaktır / Karaya Çıkmak Yasaktır / Maaria Wirkkala  Maaria Wirkkala, Karaya Çıkmak Yasaktır

Maaria Wirkkala’nın 2007 yılında 52. Venedik Bienali’nde sergilenen ve aynı yıl Arter Koleksiyonu’na dahil edilen “Karaya Çıkmak Yasaktır” başlıklı yerleştirmesi, İstanbul’da ilk kez izleyiciyle buluşuyor. Sergi, kendisine eşlik eden Arter Yakın Plan yayını aracılığıyla çocukluğunu anavatanı Finlandiya’nın güneyindeki Helsinki ve kuzeyindeki Laponya ile İtalya'nın Venedik kenti arasında geçiren ve bu coğrafyaların daimi bir değişkenlik içinde olan su, hava ve ışık gibi unsurlarını üretiminin merkezinde konumlandıran sanatçının pratiğine odaklanıyor. Serginin küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer üstleniyor.

 

Pera Müzesi

Hesaplar ve Tesadüfler

Beyoğlu

Dóra Maurer, Uyumlu Bütün, 2000 / Hesaplar ve TesadüflerDóra Maurer, Uyumlu Bütün, 2000

 

Algoritma sanatının üç öncü ismi Dóra Maurer, Vera Molnár, Gizella Rákóczy’nin eserlerinden oluşan sergi, 2024 Macar - Türk Kültür Yılı kapsamında düzenleniyor.

Maurer, Molnár ve Rákóczy'nin bilgisayar, algoritma ve matematik aracılığıyla soyutlamanın sınırlarını alabildiğine genişletmesine odaklanan sergi, dijital çağın sanatsal araçlarını ve sanatçıların yenilik arayışlarını gündeme taşıyor.

Quick Art Space

Bilgelik Terazisi

Ataşehir

 / Bilgelik Terazisi

 

Sergi ismini Şârika İslam Medeniyetleri Müzesi koleksiyonunda yer alan Orta Çağ İslam dünyasında tasarlanan ve üretilen en karmaşık hidrostatik terazi olan bilgelik terazisinden ödünç alıyor. Bir metafor olarak ele alınan “bilgelik terazisi” ile ihtimam/bakım, tereddüt/tekrar, sorgulama/tartma ve dengede kalma süreçlerine odaklanılıyor.

Sergi, ev içi yaşamla profesyonel yaşam arasındaki bağları, ilişkileri ve sınırları sorguluyor. Sergide çoğunlukla görünmez kılınan ev içi emek, kendine ve başkalarına ihtimam göstermek, alma/verme dengesini tutturmak, karşılıklılık gibi meseleler irdeleniyor. Küratörlüğünü Nergis Abıyeva’nın üstlendiği sergide Alp İşmen, Başak Kaptan, Beyza Boynudelik, Çiğdem Menteşoğlu, Damla Sari, Merve Zeybek, Selin Göksel ve Züleyha Altıntaş’ın işleri yer alıyor.

 

 

Salt Beyoğlu

Tasarımcının Notu

Beyoğlu

Sadık Karamustafa, Yeryüzü Şairleri dizisi için kapak tasarımı, Kavram Yayınları, 1995 / Tasarımcının NotuSadık Karamustafa, Yeryüzü Şairleri dizisi için kapak tasarımı, Kavram Yayınları, 1995

Tasarımcının Notu, 20. yüzyılın son çeyreğinde Türkiye’de grafik tasarım alanında yaşanan hızlı ve etkili değişimi kitap üzerinden ele alıyor. Kültür yayıncılığının yükselişe geçip grafik tasarımcının bir özne olarak öne çıktığı sürece bakan sergi, kitabın yaygın tasarım unsurunun kapak olduğu 1970’li yıllardan bütüncül bir tasarım nesnesine dönüştüğü 1990’lara uzanıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hara

Vargit Çiçekleri / Cansu Yıldıran

Sarıyer

Cansu Yıldıran, Vargit Çiçekleri / Vargit Çiçekleri / Cansu YıldıranCansu Yıldıran, Vargit Çiçekleri

Haravan Misafir Sanatçı Programı’nın ilk katılımcısı olan Cansu Yıldıran'ın üç ay boyunca Hara’da kalarak mekâna özgü pek çok fotoğraf-heykel yerleştirmesine yer verdiği sergisi, sanatçının kendi aile tarihinin izini sürerek 2015 yılında fotoğraflamaya başladığı “Mülksüzler” serisinden yola çıkıyor. Yıldıran, sergide Karadeniz’in yaylaları, köyleri ve zorlu coğrafyasındaki kadınları ve doğayı merkeze alarak kimlik, aidiyet gibi kavramların olmadığı bir dünyada, bu öznelerin bir araya gelerek kurguladığı hayatta kalma biçimlerini araştırıyor. Serginin küratörlüğünü Onur Hamilton Karaoğlu ve Serkan Kaptan üstleniyor.

Arter

Uçurtma Zamanı/Jackie Matisse

Beyoğlu

Jackie Matisse, Gökkuşağı (Arc-en-Ciel), 1983 / Uçurtma Zamanı/Jackie Matisse Jackie Matisse, Gökkuşağı (Arc-en-Ciel), 1983

Küratörlüğünü Gill Eatherley’in üstlendiği bu sergide ise Matisse’in uçurtmalarını tüm göz alıcılıklarıyla Arter’in yüksek ve alçak tavanlı, aydınlık ve karanlık farklı alanlarında ilk kez boylu boyunca sergileyerek onlara iç mekânda bütünlüklü bir bakış sunuyor.

"Gökkuşağı" uçurtmaları, kare başlarıyla Arter’in ön cephesinden izlenebiliyor. "Dolaşmış Uçurtma Kuyrukları”nın (1977) rengârenk desenleriyle tezat oluşturan "Siyah Beyaz Uçurtmalar” (1989), aşağı süzülerek atriumun derinliklerine uzanıyorlar. Bunlara hemen yanı başlarında, saf ipekten gövdeleriyle asılı duran "Ahmedabad İpekleri" (1981) eşlik ediyor. Çarpıcı renklerdeki bu kumaş şeritlerin tam karşısında, aydınlık bir duvarın bembeyaz boşluğunda, Jackie Matisse’in David Tudor ile gerçekleştirdiği "9 Dizi ve Yansımalar" (1986) adlı işini oluşturan alüminyum formlar yer alıyor.

 

Arter

Farz Et Ki Sen Yoksun

Dolapdere

Sergiden görünüm, Fotoğraf: Orhan Cem Çetin / Farz Et Ki Sen YoksunSergiden görünüm, Fotoğraf: Orhan Cem Çetin

 

Arter’deki ilk özel koleksiyon sergisi Farz Et Ki Sen Yoksun, sergilenen eser ve nesnelerin çeşitliliği kadar, kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından da geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen ve farklı dönemlerde üretilmiş 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaptan oluşan sergi, bir koleksiyonun yan yana getirmeler aracılığıyla doğurabileceği bağları keşfetmeye davet ediyor. Selen Ansen küratörlüğündeki sergi, Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerden oluşuyor.