Art On

Crossroads 8

Piyalepaşa

 / Crossroads 8

Galerinin özgün ve bağımsız sanatçıları destekleyerek kendilerini ifade edebilecekleri alanlar yaratma hedefiyle kurgulanan Crossroads sergi serisinin 8.edisyonu, farklı medyumlarda üretilen çalışmalar aracılığıyla sanatçıların bireysel ifade biçimlerine ve çağdaş sanatın çok katmanlı yapısına ışık tutuyor. 

Sergide Begüm Yıldırım, Bengisu Emirkoçoğlu, Damla Yücebaş, Deniz Karakurt Şekerci, Eyüp Ataş, Furkan Efe, İbrahim Gökmen, İrem Yılmaz, Onur Safa Ergün, Pınar Marul, Rash Nueva, Umut Kambak, Yağız Seis ve Yasin Öztekin’in eserleri yer alıyor.

 

The Pill

The Day the Sand Caught Fire / Ugo Schiavi

Fatih

Ugo Schiavi / The Day the Sand Caught Fire / Ugo SchiaviUgo Schiavi

Sanatçının Arter’deki  “Basınç Altında Suyun Üstünde” adlı sergisine katılımı ve MAMAC Nice Müzesi'ndeki sergisiyle eş zamanlı olarak gerçekleşen serginin merkezinde, sergiyle aynı adı taşıyan anıtsal bir enstalasyon yer alıyor. Sergi, sanatçının Suudi Arabistan’da yaptığı saha araştırmaları sırasında topladığı 3D taramalardan dövülmüş, geniş bir alana yayılan, fosil benzeri bir yapı olan bu enstalasyonun yanı sıra heykelsi cam eserleri serisine de yer veriyor.

Eserler bir araya gelerek çöl kumlarının, meteor çarpmalarının ve kayıp şehirlerin iç içe geçtiği, mit ve yıkımdan oluşan kavrulmuş bir manzarayı gözler önüne seriyor.

.artSümer

Yaz Bahçesi

Beyoğlu

Onur Gülfidan, End of my Rainbow / Yaz BahçesiOnur Gülfidan, End of my Rainbow

Onur Gülfidan, Gözde İlkin, CANAN, Eymen Aktel, Cansu Çakar, Merve Çanakçı ve Serkan Demir’in eserlerinin yer aldığı sergi, bir yaz bahçesi fikri etrafında şekilleniyor. Bu bahçe, aynı madalyonun iki yüzünü barındırıyor ve hem bir ütopya hem de bir distopya olarak karşımıza çıkıyor.

Sergi yemyeşil bir bahçe imgesine eşlik eden haz, neşe ve huzur duygularını sorgularken bu imgenin ideal olmayan, hatta çoğu zaman hayal kırıklığına uğratan gerçekçi yanlarına da dikkatimizi çekiyor. 

 

 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü

Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu

Beyoğlu

Arif Hikmet Koyunoğlu deli pozunda, İşgal İstanbul'unda hapisten çıktığı günlerde 1920-1921 / Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet KoyunoğluArif Hikmet Koyunoğlu deli pozunda, İşgal İstanbul'unda hapisten çıktığı günlerde 1920-1921

Cumhuriyetin ilk yıllarının özgün simalarından ve önemli mimarlarından Arif Hikmet Koyunoğlu’nu odağına alan “Maceraperest Bir Mimarın Fotoğrafhanesi: Arif Hikmet Koyunoğlu 1893 - 1982” başlığını taşıyor. 

Koyunoğlu’nun erken 20. yüzyılda çektiği fotoğraflar aracılığıyla hem yaşam öyküsünü hem de dönemin mimari ve toplumsal dönüşümünü gözler önüne seren sergide, Sanâyi-i Nefîse Mektebi’ndeki öğrencilik yıllarından Erzurum’daki askerlik dönemine, Yeraltı Fotoğrafhanesi’ndeki çalışmalarından farklı kentlerdeki gözlemlerine kadar geniş bir görsel arşiv yer alıyor.

 

Arter

Basınç Altında Suyun Üstünde

Beyoğlu

Cinthia Marcelle ve Jean Meeran, Capa Morada (Şeyler ve İnsanlar serisinden), 2023 / Basınç Altında Suyun ÜstündeCinthia Marcelle ve Jean Meeran, Capa Morada (Şeyler ve İnsanlar serisinden), 2023

Çevresel felaketler, uluslararası çatışmalar, göç ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü günümüze dair belirsizliklerin ve sosyal adaletsizliklerin yarattığı kaygıları merkezine alan sergi, 15 sanatçının resim, heykel ve fotoğraf gibi farklı mecralarda ürettiği toplam 33 yapıtı bir araya getiriyor.

Zorlu toplumsal koşulların ve üst üste binen krizlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdeleyen sergi, sanatın olanaklarıyla bu bağlamda biçimlendirilmiş soru ve önerilere odaklanıyor. Serginin küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer üstleniyor.

Anna Laudel Gallery

Kaldırımın Bittiği Nokta / Anlaşıldığın Yerde

Beyoğlu

Anlaşıldığın Yerde sergisi, Hanefi Yeter, Anlaşılmak, 2023 /  Kaldırımın Bittiği Nokta / Anlaşıldığın YerdeAnlaşıldığın Yerde sergisi, Hanefi Yeter, Anlaşılmak, 2023

Galeri, yaz boyunca iki katında iki ayrı karma sergiye yer veriyor. “Kaldırımın Bittiği Nokta” başlıklı sergi, ziyaretçileri şehirle ve sokakla kurduğumuz bağı yeniden düşünmeye davet ediyor. Lennart Brede, Ramazan Can, Tuğçe Diri, Bilal Hakan Karakaya, Ardan Özmenoğlu, Daniele Sigalot, Cem Sonel ve Serpil Yeter’in eserlerini bir araya getiren seçkide sanatçılar, sokağın ve şehrin farklı noktalarından ilham alarak detaylarda saklı hikâyeleri çeşitli tekniklerle yeniden yorumluyor. 

“Anlaşıldığın Yerde” sergisi ise çiçeklenme teması etrafında dönüşüme odaklanıyor. İlhamını anonim bir söz olan “İnsan, anladığı ve anlaşıldığı insanda çiçek açar” ifadesinden alan sergi, nesnelerin deneyimlediği değişimlerin, görünmeyen potansiyelin ve zamana yayılan bir dönüşümün izlerini taşıyor. Sergi Ramazan Can, Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Bilal Hakan Karakaya, Ekin Su Koç, Ardan Özmenoğlu, Özlem Yenigül ve Hanefi Yeter’in eserlerini bir araya getiriyor.

 

 

 

 

 

Bozlu Art Project

Böylece / Sara Baruh

Şişli

Sergiden görünüm / Böylece / Sara BaruhSergiden görünüm

Sanatçının uzun bir aradan sonra gerçekleşen sergisi, hem birleşen hem de ayrışan izlekler üzerinde ürettiği yakın dönem çalışmalarını bir araya getiriyor. 

Tuvallerinde ve kâğıt eserlerinde nokta, çizgi, renk ve lekelerden oluşan enerji alanları yaratan sanatçı, bu alanları oluşturan dışavurumcu boya kullanımı, doğadan ödünç alınmış figür fragmanları ve akışkan formlar, bir soyut resim grameri içinde ve graffitiyi de anımsatan bir zindelikle hem bilinci hem de bilinçaltını harekete geçiren imgeler doğuruyor. Sanatçının eserlerini üretirken bir başlangıç noktası olarak gördüğü doğanın kendisi de sergide kendine yer buluyor. İç mekânlarda görmeye alışkın olduğumuz bitkiler, sergi boyunca onları canlı tutmak üzere tasarlanmış tam spektrum aydınlatmaların ışığıyla aşina olmadığımız biçimlere bürünüyor.

 

 

 

Istanbul Concept Gallery

Elma Dalı / Mustafa Orkun Müftüoğlu

Beyoğlu

 / Elma Dalı / Mustafa Orkun Müftüoğlu

Sergi, doğayı bir gözlem nesnesi olmaktan çıkararak geçmiş, şimdi ve geleceği aynı yüzeyde katmanlaştıran bir yaklaşım sunuyor. Sanatçının natüralist teknikle inşa ettiği figüratif kurgular, yalnızca doğayı değil, yaşamın döngüsünü ve çürümeyle serpilenin iç içeliğini anlatan güçlü metaforları da içeriyor. Sanatçının yapıtları, klasik natürmort geleneğinin ötesine geçerek yaşam, zaman ve varoluş üzerine felsefi bir sorgulama alanı açıyor.

 

Zilberman Dialogues

Bizden Değilse Bizdendir / Memed Erdener

Beyoğlu

Memed Erdener, Tanınma Arzusu, 2025 / Bizden Değilse Bizdendir / Memed ErdenerMemed Erdener, Tanınma Arzusu, 2025

Bir bebek ve tarih-sonrası bir makine arasında gezinen düşünceler. Bir bebeğin dil öncesi sözsüz dönemi ve tarihin sonunun sessizlik olacağı iddiası. En başta sözsüzlük ve en sonda sessizlik…

Memed Erdener’in mini sergisi “Bizden Değilse Bizdendir”, Zilberman Dialogues’ta izleyiciyle buluşuyor.

Sanatorium

Çek Valf / Kerem Ozan Bayraktar

Beyoğlu

Kerem Ozan Bayraktar, Bahçe ve Havuz (detay), 2025 / Çek Valf / Kerem Ozan BayraktarKerem Ozan Bayraktar, Bahçe ve Havuz (detay), 2025

Mekânın üç katına yayılan çalışmalar, yapımı tamamlanmamış bir süs havuzu ve çevresinde saçılmış konfetilerin oluşturduğu bir inşaat atmosferi içerisinde yer alıyor. Sergi gösteri yapma, yerden yükselme, havaya fırlama ve patlama gibi dışavurumcu eylemleri farklı süre, hız ve yoğunluklarda ele alıyor. Bayraktar bu jestleri üretkenlik ve tahakküm göstergesi olarak tekrarlanan dikey itkiler olarak yorumluyor ve yalnızca sanata özgü olmayan, kendi kendini yücelten hiyerarşik sistemlerin güç performansları olarak değerlendiriyor.

Sanatçı vektörel hareketleri üreten, düzenleyen, gizleyen ya da tarif eden teknik araçlara odaklanarak iktidarın teknolojik sistemler içinde nasıl yeniden üretildiğini inceliyor. Bu çerçevede, gösteriyi mümkün kılan otomasyon süreçlerini, yapay zekâ üretimleri, teknik çizimler ve gözetim kayıtları aracılığıyla ele alıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zilberman Istanbul

Graceful Elegant Beasts / Larry Muñoz

Beyoğlu

 / Graceful Elegant Beasts / Larry Muñoz

Nesnenin yüzey, jest ya da biçiminde saklı anlam kırıntısına odaklanan sanatçı, yıllar boyunca biriktirdiği materyaller ve kavramlar arasındaki çelişkiler ve gerilimler üzerine geliştirdiği düşünsel yolculuğun yansımalarını, üç katman üzerinden ele alıyor: “Graceful” (zarif), evrene şekil veren ilahi ve gizemli güçleri çağrıştırırken “Elegant”, insan eliyle yaratılan, estetik yargılarla tanımlanan uyumlu ve rafine bir güzellik anlayışını ifade ediyor. “Beasts” (canavarlar) ise bireyin kendi ahlaki ve fiziksel yargılarını yansıtan bir otoportre işlevi görerek toplumun yanlış olarak tanımladığı, aşinâ olmadığı unsurları temsil ediyor.

Terk edilmiş, bozulmuş ve işlevini yitirmiş unsurlarla karşılaşmalardan ilham alan sanatçı video, fotoğraf ve yerleştirmelerinden oluşan bir takım yıldızı yaratıyor. Çeşitli parçalardan oluşan, tükenmiş maddeleri, endüstriyel ve organik kalıntıları, işlevsellikleri nedeniyle değil; taşıdıkları potansiyeller üzerinden yeni bir kompozisyonda bütünleştiriyor.

 

İMALAT-HANE

TunState / Aslı Çavuşoğlu

Nilüfer

Aslı Çavuşoğlu, Çift pozlama serisinden, 2025 / TunState / Aslı ÇavuşoğluAslı Çavuşoğlu, Çift pozlama serisinden, 2025

Sanatçının uzun yıllardır geliştirdiği anlatı dünyasını besleyen bu yeni sergi, sadece bir üretim pratiği değil; aynı zamanda bozulma, bekleme, direnç ve dönüşüm kavramlarını ele alan canlı bir ekosistem olarak kurgulanıyor. İlk olarak 2022 yılında Torino’daki Barriera’da gösterilen ve ardından 2023’te Meksika’daki Museo Jumex’te farklı işlerle genişleyen sergi, sanatçının geçmiş işleriyle kurduğu diyaloğu sürdürerek, geleceğe dair yeni bir sorgulama alanı açıyor.

Çavuşoğlu’nun sergideki üretimleri, 2018 yılında Meksika’da karşılaştığı bursera fagaroides adlı ağacın kabuklarıyla başlayan bir sürece dayanıyor. Bu ağacın kabukları, sanatçının elinde zamanın izini taşıyan hassas birer nesneye dönüşüyor. Sergide, bu doğal malzemenin el yapımı kâğıda evrilerek dönüştüğü eserler; mikroskobik bir canlı olan Tardigrad’ın biyolojik dönüşümüyle paralel bir görsel ve kavramsal karşılık sunuyor.

 

Summart Sanat Merkezi

Rüyalı / Uğur Ulusoy

Seyrantepe

Uğur Ulusoy, Gözlerinde Yansıyan Mehtap Sevgi Saçıyor, 2023 / Rüyalı / Uğur UlusoyUğur Ulusoy, Gözlerinde Yansıyan Mehtap Sevgi Saçıyor, 2023

Rüyaları sezgisel bir yaratım sürecinin kaynağı olarak gören sanatçının bu sergisinde her renk ve figür, bilinçdışının derinliklerinden gelen bir mesaj olarak beliriyor. Rüya aleminin katmanlı yapısı, sergideki kompozisyonlarda da kendini gösteriyor.

Sergi, gezgin bir ruhun izini sürerek rüya ile gerçek arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor. Sanatçının eserleri, tıpkı rüya dünyasındaki gibi zamanla şekillenen ve dönüşen bir gerçeklik sunuyor. Serginin küratörlüğünü Fatma Leylâ Ak üstleniyor.

Salt Beyoğlu

Anadolu’nun Bitki Mirası

Beyoğlu

 / Anadolu’nun Bitki Mirası

Botanik illüstrasyon aracılığıyla Anadolu’daki bitki çeşitliliğini görünür kılmayı amaçlayan sergi, Türkiye’den 47 bitki ressamının 80 çalışması aracılığıyla Anadolu coğrafyasında binlerce yıldır insanla etkileşim hâlinde olan bitkilere odaklanıyor. Seçkide tarımı yapılan tahıllar, sebze ve meyve gibi tarla ürünleri ile gıda, şifa veya farklı amaçlarla kullanılan bitki türleri yer alıyor.

Sanatçıların detaylı gözlemleriyle çizime aktarılan bu türler, Anadolu’nun kendine özgü renk, doku, tat ve kokularını şekillendiren ortak mirasın tanıkları olarak sunuluyor. Seçki, iklim krizi ile tarımsal çeşitliliği tehdit eden sanayileşmiş üretim modelleri karşısında yerel bitki türlerinin taşıdığı genetik ve kültürel mirası görünür kılmayı amaçlıyor. Bu mirasın korunmasının biyoçeşitlilik ve gıda güvenliği açısından yaşamsal önemini vurguluyor. Sergi, çizimlerin yanı sıra herbaryum örnekleri, tarihsel belgeler, nadir eserler gibi muhtelif kaynakları içeriyor.

Ayrıca Almanya-Irak kökenli aktivist sanatçı Lin May Saeed’in hayvanlara karşı zorbalıkları hicvettiği işleriyle Türkiye ve farklı coğrafyalardan sanatçıların üretimlerini bir araya getiren "Hayvanların Yaşamı" sergisi de 10 Ağustos'a dek Salt Beyoğlu'nda sürüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayvanların Yaşamı, Sue Coe, Lions in the Zoo, 2016

İstiklal Caddesi No: 136 

 

 

Yunt

Başıboşlar, Gergedanlar ve Yanlış Anlamalar Hakkında / Guido Casaretto

Sultanbeyli

 / Başıboşlar, Gergedanlar ve Yanlış Anlamalar Hakkında / Guido Casaretto

Osmanlı döneminde Venedik ile İstanbul arasında yapılan ticari ilişkilere dair bir dizi araştırmaya rastlayan sanatçı, Osmanlı sultanının Venedik doçesinden hediye olarak tek boynuzlu at talep ettiği olağandışı bir diyaloğun ayrıntılarıyla buluşmasının ardından tek boynuzlu at imgesinin yarattığı zengin çağrışımların izini sürüyor.

19. yüzyılda İtalya’dan Türkiye’ye getirilmiş bronz döküm kalıplarının bir kopyasını sergi mekânına taşıyan sanatçı, heykellerin döküm sürecini izleyicilerin katılımına açarak bir aradalığın olanaklarını araştıran toplumsal bir zemin oluşturuyor. 

Yapı Kredi Kültür Sanat

Bir Arada

Beyoğlu

İlhan Sayın, Kuşlar Kitabı 3, 2025, Fotoğraf: Koray Şentürk / Bir Aradaİlhan Sayın, Kuşlar Kitabı 3, 2025, Fotoğraf: Koray Şentürk

İkincisi düzenlenen “Bir Arada” sergi dizisinde bu kez 90’lardan bu yana üreten ve aynı kuşaktan İstanbullu iki sanatçı Fulya Çetin “Gündüz Rüyaları”, İlhan Sayın “Geyikli Gece” isimli sergileriyle yer alıyor. 

Sergileme yöntemi Yapı Kredi Galeri’nin mimarisinden yola çıkılarak geliştirilen dizide, kişisel ve ikili sergileme yolları kesişiyor. Sanatsal yaklaşımları benzerlik taşıyan sanatçıların çalışmalarına birlikte bakma alanı açan “Bir Arada” bu defa insanın doğa, kent ve insanla kurduğu karmaşık ilişki ağları üzerine düşünüyor. 

İlhan Sayın, adını Turgut Uyar’ın Geyikli Gece şiirinden alan sergisinde doğanın direnişine, zamanın geçiciliğine ve mimariye yoğunlaşırken Fulya Çetin kadın ve doğanın varoluş mücadelesindeki ortaklığını vurguluyor.

Serginin küratörlüğünü Didem Yazıcı, asistan küratörlüğünü Zehra Begüm Kışla üstleniyor.

Decollage Art Space

Kır İğdesi / Mahmut Karatoprak

Kadıköy

Mahmut Karatoprak, İsimsiz 2, 2025 / Kır İğdesi / Mahmut KaratoprakMahmut Karatoprak, İsimsiz 2, 2025

Sanatçı, bu 50. kişisel sergisinde geçmişten güç bulan kadınların kararlı duruşlarını geleceğe taşıyor. 

Sergide sanatçının doğduğu, ilk gençlik yıllarına kadar yaşadığı Kayseri bağlarının görsel dili olan kır iğdeleri; kendi rengiyle, diliyle sanatçının üretimlerinde kendine özgü bir alan açıyor. Görsel bir hafıza sonucusanatçının bilinçaltına yerleşen bu güzel şifalı bitki hem serginin öznesi hem de sanatsal yaratımının önemli sembollerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. 

Serginin küratörlüğünü Serap Atala üstleniyor. 

 

 

Arter

Kader Attia: Asesinos! Asesinos!

Beyoğlu

Kader Attia, Asesinos! Asesinos!, sergiden görünüm, Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz / Kader Attia: Asesinos! Asesinos!Kader Attia, Asesinos! Asesinos!, sergiden görünüm, Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz

Sanatçının Arter Koleksiyonu’nda yer alan 2014 tarihli yerleştirmesi, mekâna özgü bir kurgu içinde ziyaretçilerle buluşuyor. Yerleştirme, birçoğu 2008’de ABD’de emlak krizi ve ekonomik durgunluk sırasında haciz gelen evlerin kapıları ile bu kapıların üzerlerine iliştirilen megafonlardan oluşuyor. 

İsmini, 2014 yılında 43 öğrencinin Meksika’nın Guerrero eyaletinde kaçırılıp öldürülmesinin ardından adalet talep eden protestocuların haykırdığı “Katiller! Katiller!” sloganından ödünç alan eser, onarım, kolektif beden, kitlesel dinamizm ve yaşamın temel bir bileşeni olan harekete odaklanıyor.

 

 

Hara

Tarihin Neresindeyiz?

Sarıyer

 / Tarihin Neresindeyiz?

Farklı alanlardan gelen ve bugüne kadar takı üretmemiş 17 sanatçının kendi metodlarını bir tür zanaat pratiğine dönüştürme çabası olarak karşımıza çıkan sergi, takı tasarımı çerçevesinde bilgiyi, sembolü, kültürel ve sosyal ifadeyi bir araya getiriyor.

“Zanaat”, “Ritüel” ve “Dönüşüm” başlıkları altında üç farklı odağı olan sergide “Zanaat” bölümü, ağırlıklı olarak üretim temelli yolları arayan sanatçıların işlerinin olduğu yer olarak tanımlanıyor. “Dönüşüm” bölümü, takının bir madde ya da fikri yeniden tanımladığı işlere alan açıyor. “Ritüel” bölümündeki işlerse, takı için bugüne ait törensel görevler bulmayı amaçlıyor. Ziyaretçileri tasarımların ait olduğu kategorileri ve bu kategorilerin kesişim noktalarını keşfetmeye davet eden serginin küratörlüğünü Onur Karaoğlu üstleniyor.

 

Quick Art Space

Benzer Bir İpe Düğümlü Olmak

Ataşehir

 / Benzer Bir İpe Düğümlü Olmak

İsmini  19. yüzyıl Kanada’sındaki feminist dönüşümleri içeren “Anne with an E” adlı dizinin bir bölümünden ödünç alan sergi birliktelik, dayanışma, aidiyet, özgürlük gibi kavramlar etrafında üretilmiş yapıtlara yer veriyor. Çeşitli yüklerle, toplumsal cinsiyet kalıplarıyla yaşamanın özgürlüğe balta vuran taraflarıyla ve kendimize nefes alabilecek alanlar yaratmakla ilgilenen sergi, mücadelenin henüz bitmediğine, belki de bitmesinin imkansızlığına işaret ediyor.

Sergide Eylül Ceren Ersöz, Erdem Varol, Irmak Dönmez, Meltem Şahin ve Merve Dündar’ın yapıtları yer alıyor. Serginin küratörlüğünü ise Nergis Abıyeva üstleniyor.

Pera Müzesi

Samih Rifat: "Çok İş Var Yapacak"

Beyoğlu

Samih Rifat / Samih Rifat: Samih Rifat

Fotoğrafları, şiirleri, belgeselleri ve çevirileriyle kültür dünyasında derin izler bırakan Samih Rifat'ın düşünsel yolculuğunu, disiplinler arası geçişlerini ve şiirsel duyarlılığını ortaya koyarak sanat ve düşünce evrenini ziyaretçilere sunan sergi, sanatçının başta fotoğrafları ve desenleri olmak üzere tüm yaratım sürecini kapsayan bir seçkiden oluşuyor. Serginin küratörlüğünü Serhan Ada, fotoğraf editörlüğünü Esra Özdoğan ve Ahmet Elhan, sergi ve katalog tasarımını ise Bülent Erkmen üstleniyor.

Sergi, aynı zamanda Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın ilk yıllarında vakfın kurucu sanat danışmanlığını üstlenen, Pera Müzesi’nde pek çok projenin yanı sıra Henri-Cartier Bresson ve Josef Koudelka gibi fotoğrafçıların sergilerine de imza atan Samih Rifat anısına, Pera Müzesi’nin 20. kuruluş yılında gerçekleştirdiği bir vefa projesi olma özelliği de taşıyor.

 

Pera Müzesi

Ay Işığıyla Dans / Marcel Dzama

Beyoğlu

Marcel Dzama, Tüm gençlik oynama çıktı ve kimse önümüze geçemedi, 2019 / Ay Işığıyla Dans / Marcel DzamaMarcel Dzama, Tüm gençlik oynama çıktı ve kimse önümüze geçemedi, 2019

Özgün mizahi üslubu ve ele aldığı konulara ilginç yaklaşımıyla dikkat çeken sanatçının müzik ve dansın öne çıktığı renkli hayal dünyasından başlayarak günümüzde karşı karşıya kalınan kötü yönetimler, çevresel yıkım ve savaşların sebep olduğu felaketlere değindiği eserlerden oluşan sergisi, aynı zamanda Türkiye’deki ilk kişisel sergisi.

Küratörlüğünü Alistair Hicks’in yaptığı sergide resim, çizim ve film gibi farklı mecralarda çalışan sanatçının lirik, sihirli, mizahi hikâyelere yer verdiği resimleri, heykelleri, video eserleri ile Raymond Pettibon’la birlikte ürettikleri bazı yapıtlar yer alıyor.

 

 

Marcel Dzama, Yarasanın Ülkesinden, 2016

Asmalı Mescit Meşrutiyet Cad.

No 65 Beyoğlu

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi

Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ

Altındağ

Fikret Muallâ, Au Marche, 1957 / Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret MuallâFikret Muallâ, Au Marche, 1957

Hancan Sanat Koleksiyonu’nda yer alan Fikret Muallâ eserlerini, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Bor Sanat işbirliğiyle izleyicilerin ilgisine sunan serginin küratörlüğünü Ebru Nalan Sülün üstleniyor.

Sanatçının farklı dönemlerine ait eskizlerin ve guaj çalışmalarının yer aldığı sergi, tarih anlatıcılığı ve eleştiri metinleri yoluyla hem geçmişi hatırlatmayı hem de yazılı arşiv aracılığıyla Muallâ’nın yaşamına dair dönemsel bir analiz yapmayı hedefliyor.

Arter

Heykel Olma Teşebbüsü / Franz Erhard Walther

Beyoğlu

Franz Erhard Walther, Heykel Olma Teşebbüsü, 1958, Franz Erhard Walther Foundation Koleksiyonu / Heykel Olma Teşebbüsü / Franz Erhard WaltherFranz Erhard Walther, Heykel Olma Teşebbüsü, 1958, Franz Erhard Walther Foundation Koleksiyonu

Sanatçının 1958 tarihli aynı isimli yapıtından yola çıkan Heykel Olma Teşebbüsü başlıklı sergi, Walther’in uzun soluklu pratiğinde beden, eylem ve heykel arasında ördüğü çok yönlü ilişkilere odaklanıyor. 

Sanatçının 60 yılı aşkın bir zaman dilimine yayılan pratiğinin kavramsal dönüm noktalarını kronolojik olmayan bir güzergâh içerisinde bir araya getiren sergi, farklı dönemlere ait eser grupları arasında dinamik bir diyalog kurmayı amaçlıyor. Serginin küratörlüğünü Selen Ansen üstleniyor.

Meşher

Hikâye İstanbul’da Geçiyor

Beyoğlu

John Frederick Lewis, Kebapçı Dükkânı, Üsküdar 1858 / Hikâye İstanbul’da GeçiyorJohn Frederick Lewis, Kebapçı Dükkânı, Üsküdar 1858

16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebî türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini odağına alan sergi fantastik öykülerden grafik romanlara, bilimkurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait elyazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor.

Edebî türler arasındaki geçişkenliklere, temsillerdeki benzerlik ve karşıtlıklara, devamlılık ve kırılmalara dikkat çeken sergi, kurduğu çok yönlü anlatıyla geçmiş ve bugün, kurmaca ve gerçek, Doğu ve Batı gibi varsayılan ikilikleri yeniden değerlendirmeye çağırıyor. Serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstleniyor.

 

Victor Hugo, Les Orientales. Paris: Charles Gosselin ve Hector Bossange, 1829

 

İstiklal Caddesi No: 211

Beyoğlu

Arter

Duvar Çizimi / Can Aytekin

Dolapdere

Can Aytekin, Duvar Çizimi, Fotoğraf: Fırat Rüzgar / Duvar Çizimi / Can AytekinCan Aytekin, Duvar Çizimi, Fotoğraf: Fırat Rüzgar

Sanatçının 2018’de Arter’de gerçekleşen "Boş Ev" başlıklı kişisel sergisinde gösterildikten sonra Arter Koleksiyonu’na dahil edilen Ters Yüz adlı serisinden yola çıkarak tasarladığı Duvar Çizimi, 10 geometrik form temel alınarak oluşturulmuş toplam 33 şekil içeriyor. Bu şekilleri Arter binasının giriş atriumu için mekâna özgü bir kompozisyonda bir araya getiren ve yağlı pastel boyayla doğrudan duvar yüzeyine uygulayan sanatçı, resim ile mekân arasındaki dinamik ilişkiyi üst üste binen, türeyen ve tekrar eden geometrik yapılar üzerinden inceliyor.

Sanatçı, sanat tarihinde ve görsel iletişimde geniş bir çağrışım alanına sahip kırmızı ve yeşil renklerin kullanıldığı yapıt aracılığıyla çizgi, yazı, şekil, tekrar, soyutlama ve temsil gibi meseleleri odağına alıyor.  

 

 

Arter

İçinde Yaşadığımız Deri / Koray Ariş

Beyoğlu

Koray Ariş İsimsiz, 1971 - 2024 / İçinde Yaşadığımız Deri / Koray ArişKoray Ariş İsimsiz, 1971 - 2024

Sanatçının farklı dönemlere ve serilere ait heykellerini, atölyesindeki üretim süreçlerini belgeleyen nesneler ve malzemelerle mekâna özgü bir kurgu içinde bir araya getiren sergi, Ariş’in 60 yıla uzanan heykel pratiğine figür, ten, tını, hareket ve denge gibi yapıtlarındaki merkezi kavramların merceğinden kapsamlı bir bakış sunuyor.

Sergiyi oluşturan 300’e yakın yapıt ve nesne, formların dönüşümüne tanıklık ederken aynı zamanda heykelin ahşap, taş, metal ve deri gibi farklı malzemeler yoluyla tensel bir boyut kazandığı bir ortaklık alanı yaratıyor. Serginin küratörlüğünü Selen Ansen üstleniyor.

Borusan Contemporary

Ebedi Prelüd

Sarıyer

Rick Silva, Paralel Geleceğin Kuşları için Silva Saha Rehberi, 2014. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe / Ebedi PrelüdRick Silva, Paralel Geleceğin Kuşları için Silva Saha Rehberi, 2014. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan güncel bir seçki sunan sergi, insanoğlunun varoluş biçimini belirleyen sarmal döngülerin, çağımız sanatçıları tarafından nasıl yorumlandığı sorusuna odaklanıyor.

Sergi Françoise Morellet’den Ayşe Erkmen’e, Rick Silva’dan Jerry Zeniuk’a, Axel Hütte’den Merve Şendil’e farklı üretim pratiklerini ele alan sanatçıların işlerinden oluşan bir seçki sunarken eserlerin bu döngüsellik içinde birbirleriyle olan ilişkisine ve bunların bireyin günlük yaşamındaki yansımalarına ışık tutuyor.Serginin küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez üstleniyor.

Borusan Contemporary

İçimdeki Şehir / Doug Aitken

Sarıyer

Doug Aitken, 3 Modern Figür (nefes almayı unutma), 2018. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe / İçimdeki Şehir / Doug Aitken Doug Aitken, 3 Modern Figür (nefes almayı unutma), 2018. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

 

Modern yaşam ve hiper bağlantısallığın karmaşıklık ve muğlaklığını, neoliberal küreselleşme çağında özgürlüğün anlamı ve bunun yalnızlaşma üzerindeki olası sonuçları bağlamında inceleyen sanatçının İstanbul’daki bu ilk kişisel sergisi, 2006 ile 2024 yılları arasındaki eserlerini alışılmadık bir şekilde bir araya getirerek yapının mimarisi üzerinden bir yolculuk yaratıyor. 

Koronavirüs salgınının ortaya çıkmasından dört yıl sonra hazırlanan sergi, insanlığın doğasında var olan hareketlilik eğilimini ve çağdaş toplumdaki gelişimini mercek altına alıyor.

Özellikle şehirlere odaklanan eser seçkisi, modernlik durumunu ve günümüzün aşırı etkileşimli dünyasındaki paradoksal yalnızlığı irdeliyor.

Serginin küratörlüğünü Jérôme Sans üstleniyor.